Ülkemizde tuz tüketimi maalesef olması gereken değerlerin oldukça üzerindedir. Türkiye’nin her bölgesinde farklılık göstermekle beraber günlük tüketim miktarları önerilen değerlerin yaklaşık 2.5-3 katıdır. Bu kadar yüksek miktarlarda tuz tüketimi insan sağlığı için birçok riski beraberinde getirmektedir. Aşırı tuz (sodyum) tüketimi; kardiyovasküler hastalıklar, böbrek hastalıkları, hipertansiyon, inme, osteoporoz ve bazı kanser türlerinin oluşmasına neden olabilmektedir. Bazı araştırmalar, günlük tuz alımını bir gram kadar azaltmanın felçten %5 ve kalp krizinden %3 oranında koruyucu olduğunu gösteriyor. Bu nedenle tüm bireyler günlük maksimum alım düzeyi (5 g/ tepeleme 1,5 çay kaşığı) kadar tuz tüketimine dikkat etmelidir.

• Yemek masasında tuz bulundurmayın.
• Zeytin ve peyniri suda bekleterek tüketin.
• Yemeklere eklediğiniz salça miktarını azaltın.
• Kuruyemişleri çiğ tercih edin.
• Sucuk, pastırma, sosis, salam ve jambon gibi işlenmiş et ürünleri, konserve yiyecekler, şalgam suyu, turşu, salamura ve sakatatlardan uzak durun.
• Yemeklere pişirme sırasında daha az tuz eklemeye özen gösterin.
• Tuz ekleme işlemini ocağın altını kapatmadan önce yapın. (Böylece sofra tuzunun içerdiği iyotun biyoyararlanımının azalmasının önüne geçmiş olursunuz ve pişirme işleminin sonunda eklenen tuzun daha az miktarı yemeğe daha fazla lezzet vermektedir.
• Tuz yerine doğal lezzet arttırıcılar (soğan, sarımsak, baharatlar, limon, sirke, biber vb.) kullanabilirsiniz.
• Maden suları sodyum içermektedir. Bu sebeple içeriğine dikkat ederek sodyum içeriği düşük olanları tercih etmeye çalışın ve tüketim miktarına dikkat edin.
• Satın alınan, işlenmiş ürünlerin etiket bilgisini mutlaka okuyun. Tuzsuz ya da tuzu azaltılmış ürünler tercih edin.
• Hazır soslar (soya, ketçap, barbekü vb.) ve paketli ürünlerden (cips, hazır çorba, hazır noodle, et suyu bulyonları vb.) yüksek miktarda tuz içermeleri sebebiyle uzak durun.

 

Başkent Diyet ve Yaşam