Ramazan Bayramı İçin Beslenme Önerileri

          Ramazan Bayramı, Ramazan ayı boyunca tutulan orucun bitişini ifade eder. Bayram günü oruç ibadetiyle birlikte değişen yemek düzenimiz normale döner. Bayram günleri; eş, dost, akraba ziyaretleriyle şenlenir evlerimiz. Bu ziyaretlerde de gelene kolonya, şeker, tatlılar ikram ederiz. Dünyaca etkisi altında olduğumuz mücbir sebeplerden dolayı bu bayramımızda da ziyaretlerimizi yapamayacağız. Ziyaretleri yapamıyoruz diye şeker, tatlı da mı yemeyelim? Geleneklerimizi devam ettirelim yahu dediğinizi duyar gibiyim. Ama bu bayram kısıtlamalar kaynaklı azalan fiziksel aktivitemizi, oruç tutulan süre zarfında uzun süreli açlığa maruz kalan ve yavaşlayan metabolizmalarımızı düşünmek zorundayız.

          Kimilerimiz Ramazan ayında ağırlık kaybı, kimilerimiz de kazanımlar yaşadı. Ağırlık kazanımı sonrası bayram sürecinde şok diyetler yapmaya çalışanlar, 1 ayda aldığı kilogramları 3-4 günde son derece sağlıksız yöntemlerle vermeye çalışanlar, ağırlık kaybı yaşayanlar veya yerinde sayanlarda ise hissedilen yoksunlukla yemeğe saldıranlar, duygusal yeme durumuyla başa çıkamayanlar, bayramı tatlı ve şekerle bağdaştıranlar olacaktır mutlaka. İşte bu yüzden bayrama 2 kala oturdum masa başına, sizlere önerilerimi sunacağım.

        Öncelikle bayramı bir bitiş ya da başlangıç olarak değil, bir toparlanma, arınma dönemi olarak düşünebilirsiniz. Susuz kalan vücudumuzu sulamak ve yeşertmek önceliğimiz olsun. Eski beslenme alışkanlıklarımıza yavaş yavaş dönelim.

          Bu süreçte en çok özlenilen şey belki de uykular alınmış ve güneş doğmuşken yapılan ailecek kahvaltılar. Güne hafif bir kahvaltı ile başlanmalı, kahvaltı tabağımız rengarenk, besin çeşitliliği açısından tatmin edici olmalı. Kahvaltıda kızartma, kavurma, hamur işleri tüketmemeye özen gösterilmeli. Tüketim sıklığı artan çay, kahve gibi diüretik etkiye sahip içeceklerin yanında mutlaka bol su tüketilmeli. Razaman ayı boyunca yaşanılan sindirim sorunları bu dönemde de devam edebilir, tam tahıllar, koyu yeşil yapraklı sebzeler, kurubaklagiller gibi posa içeriği yüksek besinler günlük beslenmemize mutlaka eklenmeli. Bayram soflarında yiyecekleri tabağımıza alıp tüketmek ve küçük tabak kullanmak porsiyon kontrolünde etkili olacaktır. Tatlı tüketilecekse tercih sütlü tatlılardan yana olmalı. Şerbetli tatlıdan vazgeçemeyenler ise olabildiğince küçük porsiyonlarda ve az sıklıkta tüketmeye özen göstermeliler, tatlı tüketilen öğün sonrası yapılan öğünler de sağlıklı ve hafif tutulmalı. Sahurdan kalma gece yeme alışkanlığı devam ettirilmemeli, geç saatlerde besin tüketimi yapılmamalı. Son ara öğün uyumadan en az 2 saat önce yapılmış olmalı. Kalp-damar, diyabet, tansiyon vb metabolik rahatsızlıkları olan bireyler mutlaka bir diyetisyenden destek almalı.

            Son olarak bu bayram sağlığımız için nasıl evlerimizde kalıyorsak, sağlıklı yarınlarımız ve yaşam kalitemizi arttırmak için, sağlıklı beslenme ve yeterli su tüketimi yanında fiziksel aktivelerimizi arttırmalı, evde de olsa egzersizden vazgeçmemeliyiz.

Başkent Diyet ve Yaşam